Sevgili  YİED Dostları.

11 Haziran 2015,  Yarınlar için Eğitim Derneğimizin onur günlerinden biriydi. Bizi 11 Hazirana götüren gelişmeler geçen yıl başlamıştı.

Geçen yıl Sakarya İli, Kaynarca İlçesi Kızılcaali Köyündeki Mehmet Akif Ersoy İlk-Orta Okulu’ndan Matematik Sınıfı’nın yenilenmesi için değerli Üyemiz Mert İLKİN aracılığıyla bir dilek gelmişti. Yönetim Kurulu Üyemiz Cem ÖZORAL  gerekli ön görüşmeleri yaptı, konu YİED Yönetim Kurulun-da karara bağlandı. Buradan sonra projeyi değerli üyemiz Selim RAMAZANOĞLU aldı, bir süre sonra da emekli olmasına karşın öğretmenliğin güzelliğini yaşayan üyemiz Mine BOZDAĞ çalışmaya katıldı. 14 Eylül 2014’de başlayan çalışmalar 30 Kasım 2014’de sona erdi ve Mehmet Akif Ersoy İlk-Orta Öğretim Okulu tüm ihtiyaçları karşılanmış bir Matematik Sınıfı kazandı.¹ Okulla bağlarımız kopmadı. Derneğimizi 11 Haziran 2015 günü yapılacak olan Okulun Yılsonu törenine davet ettiler. O gün Selim RAMAZANOĞLU, Mine BOZDAĞ ve ben birlikte okula gittik.

Kızılcaali Köyü İlk-Orta Okulu yeşilin bin tonuyla bezenmiş bir doğanın içinden gülümsüyordu. Okul Müdürü  İsmail AKCAN, yardımcısı Remzi KAYACAN, Matematik Öğretmeni Erkan CEREN ile diğer Öğretmenler ve öğrenciler bizleri birer eski dost gibi karşıladılar. Okulu gezerken ilçe Milli Eğitim Müdürü  sayın Mehmet HARBİ ve  ardından Kaynarca Kaymakamı sayın Kemal ŞAHİN geldiler. Okula  katkıda bulunan yalnızca derneğimiz değildi; sınıfların geliştirilmesi için Kızılcaali köyünden ciddi katkılarda bulunanlar vardı ve onlar da törene onur konuğu olarak davetliydiler. Hep beraber Matematik Sınıfı’nın açılışı yapıldı. Bu sırada okul öğrencilerinin ilçedeki matematik yarışmalarında ilk üç dereceye girdiklerini öğrendik. Biraz sonra  onların ödülleri verilecekti. Ardından gösteriler başladı. Çocukların abartısız, içten gösterilerini izlerken, burada doğanın çiçeğe ihtiyacı var mı? diye düşündüm. Çocukların her biri bir pırlanta çiçekti. Spor öğretmeni İlker TOK daha yüksek sınıfların katıldığı yarışmalar düzenlemişti. Okula yeni atanmış. Ağır, fakat sağlam adımlarla değişik spor etkinliklerini başlatıp, geliştireceğini anlattı. Öğretmenler okullarını ve öğrencilerini  sahiplenmiş, yapıcı ve yaratıcı çalışmalar yapıyorlardı. Heyecanlandım. Ben de bu olayı yaratan başta Selim RAMAZANOĞLU olmak üzere tüm YİED’lileri gönlümde sevgiyle kucakladım.

Ağaçların altına kurulmuş masada hep beraber  güzel bir öğle yemeği yerken, bir yandan yöredeki doğal güzellikleri ve buralarda düzenlemek istediği sportif etkinlikleri anlatan sayın Kaymakamı dinliyordum, bir yandan da ilerde, bahçenin bir yanında müziğe uymuş, samimi, abartısız yörenin folklorunu oynayan gençleri izliyordum. Bu kadar doğanın içinde ancak bu kadar doğal olunabilirdi.

Bir şey yapmış olmanın yaşama hazzıyla, güzellikler içinde bir gün yaşamış olmanın huzuruyla sorunlarla boğuşan İstanbul’a doğru giderken, Türkiyemiz’de Kızılcaali köyünün tek olmadığını, daha nicelerinin bulunduğunu, dolayısıyla daha yapacağımız pek çok şey olduğunu bilmenin güzel duygularını yaşıyorduk.